27 Temmuz 2014 Pazar

Kitap Yorumu ✖ Anna Kan Giyinmiş Kız - Kendare Blake (ANNA, #1)

Yazarı: Kendare Blake
Çevirmeni: Gülfem Çırak
Sayfa Sayısı: 
352
Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: Martı Yayınları
Liste Fiyatı: 19 TL





Düşünceler zamanla bulanıklaşıp kaybolur

ama gözler hiçbir şeyi unutmaz…

Cas Lowood, ihbarlar üzerine hayaletlerin peşine düşerek onları yok eden bir hayalet avcısıdır. Yeni görevi ise, evine adım atan herkesi acımasızca öldüren hayalet Anna Korlov'u yakalamak ve ondan kurtulmaktır.



Fakat Cas bu kez daha önce hiç rastlamadığı türden bir hayaletle karşı karşıyadır. Anna'nın içindeki, insanları öldürme isteğinin nedenini öğrendiğinde onun hayatına ve ölümüne dair sırlarla örülü gerçekleri de su yüzüne çıkarır.







Theseus Cassio Lowood, kendisi ona sadece Cas demenizi ister, bir hayalet
avcısıdır. Geçmişi ve nasıl oluştuğu hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı, aile yadigarı ve hayaletleri öldürmenin tek yolu olan bıçakla ava başlayan bu çocuk henüz o yedi yaşındadır. Küçüklüğü babasının av peşinde koşturmasında dolayı orada bura geçmiştir fakat bir gün hayalet avcısı babası avında tek parça halinde dönememiştir. Evet, babası ölmüştür ve onu öldüren korkunç hayalet hala yaşıyordur.


Cas, çok sevdiği babasının intikamını almak için yanıp tutuşmaktadır fakat annesi, o bir cadıdır, Cas’in zarar görmesinden ya da biricik kocası gibi ölmesinden korktuğu için onu babasını öldüren hayaletten uzak tutmuştur. Cas gizliden gizliye babasının ölümünü araştırırken bir yandan da hayaletleri öldürerek babasını öldüren hayaletin karşına daha güçlü bir şekilde çıkmayı planlıyordur.

Anna, namı diğer Kan Giyinmiş Kız onun yeni avıdır. Sahiplendiği eski evine giren herkesi korkunç bir şekilde parçalayarak öldüren, elbisesinin eteklerinden kan damlayan korkunç ve güçlü bir hayalettir Anna. Evine giren evsizler, meraklılar ve heyecan arayanların hiçbiri geri çıkamamıştır, bedenleri bile bulunamamıştır.

Anna’yı avlamak için yeni bir yere taşınan Cas onun hakkında bilgi sahibi olabilmek için yeni arkadaşlarının ağzını arar ve sonunda Carmel adında güzel ve popüler bir kız onun hayalet avcısı olduğunu bilmeden bu konuda yardımcı olmak ister. Her lisede filmi veya kitaplarında olduğu gibi bu kızında belalı bir eski sevgilisi vardır ve Cas’in gözünü korkutmak ister. Anna’nın evine gitmeyi teklif eder, avının nerede olduğunu öğrenmeyi çok isteyen Cas ise bunu kabul eder. Anna’nın evine geldiklerindeyse Mike Cas’in kafasına tahtayla vurarak onu eve kapatır ve olacakları pencereden izlemeye koyulur. Sonunda Anna eteklerinden kan damlayan elbisesiyle merdivenlerin başına belirmiştir ve oldukça korkunç görünüyordur.

Tanrım, yaşayan insanlar ne kadar sinir bozucuydu.

Pencereden uzanarak Mike’ı içeriye çeker ve onu oracıkta çıplak elleriyle ikiye ayırır, Cas’in hayatını bağışlar.

Anna, şu zamana kadar Cas’in gördüğü en güçlü ve korkunç, aynı zamanda ilginç hayalettir. Kendisi hariç eve giren herkesi öldürmeye meyilli olan Anna’nın nasıl öldüğünü öğrenmeye karar verir, ona göre bu kadar güçlü olmasının ardında ölümüyle alakalı bir şey vardır. Bu sırada bir korkunç bir masum kız olan Anna Cas’in kafasını oldukça karıştırır, ondan hoşlanmaya başlar fakat avını sevemeyeceğinin ve bir gün onu öldürmek zorunda kalacağının farkındadır.

Yeni tanıştığı Thomas ve onun büyükbabasının yardımlarıyla Anna’yı alt etmeyi planlar, her zamanki huyunu aksine ilk defa olaya etrafındaki insanları karıştırmıştır Cas.

Peki, aslında en kötü hayalet Anna değilse?

Supernatural’i bilmeyen yoktur, benim favori dizilerim arasındadır. Bu kitabı okurken aralarında çok karşılaştırma yapmışımdır. Zaten kitap, Cas’in otostop çeken bir hayaleti öldürmesiyle başlar ki, Supernatural’in ilk bölümünü açıp bakarsanız benzer bir olayla karşılaşacaksınız. Ve eğer Supernatural’i seviyorsanız bu kitabı da seveceksiniz.

Kendare Blake kitabı yazarken güzel bir kalem kullanmış, betimlemeler yapmış ve okuyucuyu sıkmadan heyecanla harmanlamış. Aslında böyle bir kitabı okurken sıkılmak mümkün değil, kendi adıma konuşuyorum, kitap gerçekten hoştu. Bitirene kadar elimden bırakamadım ve arada bir durup “Vay be” dedim. Anna gerçekten de korkunç bir hayalet ve onun kimin öldürdüğünü gerçekten çok merak ediyorsunuz.

Kitabın sonlarına doğru gerçekten muhteşem bir olay oluyor, spoiler vermek istemiyorum ama “Yok artık” dedirtecek bir şey oluyor. Korkudan çok aksiyon ve gizemi barındırdığını düşünüyorum, yazar şaşırtmayı iyi becermiş. Hiçbir sayfasında sıkılmadığıma sizi temi edebilirim.

Eğer siz de benim gibi aksiyon ve hayalet severseniz bu kitabı kesinlikle okumalısınız.

                                                                PUANIM






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder