14 Ekim 2014 Salı

6. KCY Blog Turu ✖ Tuba Arık - Paranoya | Yorum + Okumak İçin 5 Neden


Altıncı blog turumuz olan Paranoya'yla sizleri selamlıyorum.

Kararsızlık içinde adım attığımız bu kitap bizi öyle şaşırttı ki kitaba olan ön yargılarımız yerle bir oldu. Kitap elime geçtiğinde başka bir kitap okuyordum ve hemen başlayamadım fakat gelip geçtikçe kitaplığımın önünde durarak bu kitabı elime alıp kapağında parmaklarımı gezdirmiş, kokusunu içime çekip sarıldıktan sonra rafına geri koymuşluğum vardır. Başlamak için sabırsızlandığım, okurken gözlerimi pörtleten ve bitmesine yakın "Bu kitap bitmesiiiiiiiiiin!" diye zırladığım bir kitaptır kendileri. Kitabı en yakın arkadaşım okuduğundan ona "Petra." dediğim anda iç çekiyor mesela. Elimde bu kitapla geziyor, karşımdan gelip de kitap okumayı seven ya da sevmeyen herkese bu kitabı öneriyorum. Uzun lafın kısası; biz bu kitabı çok sevdik, siz daha çok seveceksiniz.

Hadi biraz da içeriğinden bahsedelim!

Fegel dokuz yaşından beri etrafında gölgeyi görüp durmakta. Şimdi on sekiz yaşında ve dokuz yıldır gölgeden kurtulamadı. İşin kötü yanı gölgeyi kendisinden başka kimse görememekte. Fegel iki ablaya sahip. Onlar da ne abla ama! Gölgeyi görmesi sebebiyle kardeşlerini bir ucube gibi, bir fazlalık gibi gören, oldukça sinir iki abla. Siz Fegel'in yerinde olsaydınız neler olurdu? Her hafta psikiyatristinizle görüşerek bu durumu atlatabilir miydiniz? 

Marlo; okula henüz gelmiş olan, hiçbir kızla ilgilenmeyen, yakışıklı bir çocuk. Bir anda Fegel ile ilgilenmeye başlarsa ne olur dersiniz? Ailesinin taşınmasının nedeninin Fegel'in ilgilendiren bir mesele olduğunu söylesek mesela, ne düşünürsünüz?

Petra... Onu anlatmaya ne kelimeler yeter ne de yıllar. Oldukça gizemli, tehlikeli ve aynı zamanda sonsuz bir sevgiyle dolu. Bu sevginin karşılığını alıp almamasının bir önemi de yok. Onun için her şeyi yapabilecek, gerekirse ölebilecek bir adam. Tek istediği onu mutlu etmek. Şimdi sevgi dedik, mutluluk dedik ama Petra'yı öyle sakin biri sanmayın. Onu bir de sinirlendiğinde görün, nasıl da ödünüz kopuyor.

Kitap 580 sayfa olmasına rağmen ne kadar çabuk bitti anlayamadım. Özellikle de bittiğinde insanın içinde bıraktığı hüzün, o boşluk hissi... Kitap biter bitmez tekrar okumak istemedim değil. Kitapların Senfonisi'nin Tuba Arık'la yaptığı röportajı gördüyseniz kitabın devamı çıkacak! Büşra bana bunu dediğinde sevinçten çığlık atmıştım.

Önceden Türk yazarlara yaklaşırken epey korkardık, şimdiyse kitabı okuduktan sonra küçük çaplı bir şok yaşıyor ve mutlu oluyoruz. Kendi yazarlarımıza destek olmak için uğraşıyoruz. Ve siz, bu kitabı hemen alıp okuyorsunuz. Petra'yla tanışmayan insan kalmasın istiyoruz, okuyun ve okurken tadını çıkarın.


Okumak İçin 5 Neden
1- Şu kapağa kapağa baksanıza ya çok mükemmel değil mi? :D Kızın ağaçla bir bütün oluşu ve ışığa doğru uzanmaya çalışması bence kitabın içeriğini özetliyor. Bana kalsa sırf kapak için kitabı okurdum ama görev gereği 4 neden daha yazacağım. :D

2- Badboy severler! Favori listenizde Petra'ya yer açın! 850 yıllık deneyimiyle bir gölge oluşunun cazibesini kullanabilen Petra, hepimizin kalbini fethediyor.

3- Simyanın bu kadar derinden ve güzel işlenmiş bir biçimde okuyucuya yansıtılmasını çok sevdim. Benim bu türde okuduğum ilk kitaptı. Fantastik bir kitabın simyayı ele alarak gerçekliğe de başvurması kitabı realist kılıyor.

4- Felsefe hastası biri olarak kitabın bu yönü beni aşırı etkiledi. Kurulan felsefi cümleler, edebi açıdan da kendime bir şeyler katmama yardımcı oldu. Bu kitap öyle okunup geçilecek türde bir kitap değil, aksine kişiliğinizi geliştiren bir kitap.

5- Tuba Arık dili, üslubu ve tüm akıcılığıyla Türk yazarlara olan önyargımı yıktı. Kitap gerçekten araştırılmış ve derin düşünülmüş bir konuya sahip. Okumadan ölmeyin! :D

Kısacası, bu kitabı  anlatmaya beş neden yetmez. Cadılarla bu turu aldığımız için gerçekten çok memnunuz. Aksi halde gözümüzden kaçardı ve bu kitap kesinlikle kaçırılmayacak bir eserdi...

Desteklerinden ötürü Tuba Arık ve Sokak Kitapları Yayınları'na teşekkürler! Ayrıca kitap çekilişine *BURADAN* katılabilirsiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder