21 Kasım 2014 Cuma

Kitap Yorumu ✖ Yürüyen Kentler - Philip Reeve

Düzen değişti. Kentler artık makineler üstünde yürüyor. Küçük yerleşmeleri kovalayıp avlayan Londra, hem o bilindik şehir, hem de tarihini kısmen yitirmiş bir dünya…

2002 Gold Nestle Smarties Ödülü
2003 Blue Peter Yılın Kitabı Ödülü

Bilimkurgunun Carnegie Ödülü sahibi dâhi yazarı ve illüstratörü Philip Reeve’den büyük yankılar uyandıran, steampunk bir saga. Dizinin aynı adı taşıyan ilk kitabında okur, uzak gelecekte birbirini avlayan kentlerin makineleşmiş dünyasıyla tanışırken, genç tarihçi Tom ve gizemli Hester’ın kentler ve dişli çarklar arası yolculuğu başlıyor.

Tom, yarı baygın Hester’ı kolundan kavradı. Tezgezerli adamlardan biri, kaçmalarını engellemek için hamle yapmıştı ki, kırmızı paltolu kadın adamın önüne dikildi: “Onlar benim yolcularım. Fiyatta anlaşmaya çalışıyordum!”/ “Onlar bizim kölelerimiz!” diye haykırdı Wreyland, kadını itekleyerek. “Tom Nitsworthy ve arkadaşı. Onları Dış-Topraklar’da buldum. Kural kuraldır. Mal bulanındır…”

Uzak gelecekte, 60 Dakika Savaşları’nın sonrasında bildiğimiz dünyadan eser kalmamıştı. Tekerlekler üstünde “yürüyen” Londra kenti, eski Kuzey Denizi’nin kurumuş yatağı boyunca, küçük kentleri kovalıyordu. Tarihçiler Loncası’nda Üçüncü Sınıf Çırak Tom, kızına âşık olduğu baştarihçinin hayatını kurtarmaya çabalarken, kendini suikastçı Hester’la birlikte, mahvedilmiş bir dünyada, acımasız bir düzende var olma savaşının içinde buldu…


Merhaba!

O kadar uzun zamandır kitap yorumu yapmıyorum ki nasıl başlayacağımı unutmuşum. Yorum yapamamak her ne kadar canımı sıksa da Ygs-Lys öğrencisi olmak sanırım bunu gerektiriyor. Aslında o kadar fazla ders çalışmıyorum ama hani aile baskısı vardır ya, şu sıralar onun sınırlarında yaşamaktayım. Hal böyle olunca insanın ne kitap okuyası ne de ders çalışası geliyor. Sonuç? Hiçbir şey. Canım sıkkın anlayacağınız.
Neyse, kitap yorumuna başlayalım bakalım.

Yürüyen Kentler. Adını duymuş ve büyük bir ihtimal arka kapağını okumuşsunuzdur diye düşünüyorum çünkü ben sık sık bu kitapla karşılaşmış, ne kadar merak etsem de elimi atıp okuyamamıştım. Benim gibi bilim kurgu sevenler için oldukça özgün ve akıcı bir kitap olduğunu söylemekle başlamak istiyorum. Romanda işlenen konuya dayanarak yazarın güçlü bir hayal gücü olduğunu ve birden fazla bakış açısından olaya bakarak bunu kafa karışıklığına sebep olmadan bize aktarabilecek kadar profosyonel olduğunu söyleyebilirim. Üçüncü tekil şahıs kullanarak romanı yazıp da bu kadar akıcı olmayı becerebilen çok nadir yazarlar var ki, bence bu bir yetenek. Çoğunuzun bu tip kitaplardan kaçındığını biliyorum ama bu yazar en az Cassandra Clare kadar iyi.

Kentsel Darwinciliğin etrafında gelişen, aksiyon ve intikam dolu bu kitapta sayfaları birbiri ardına çevirmekten sıkılmaya vakit kalmıyor. Peki nedir bu Kentsel Darwincilik?
Mobil kentlerle dolu olan bu dünyada bir rekabet olacağını az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Büyük kentlerin küçük kentleri yediği, insanlar arasında sınıf farklılığının bulunduğu bu eserde distopyanın özellikleriyle de karşılaşıyoruz ki, bu distopya severler için harika bir haber.



Spoilersız yorum yapmaya çalışıyorum şu an çünkü karakterlerden bahsettiğim anda büyük spoilerlar vermiş olacağım. Zaten kitap üç dört karakterin bakış açısıyla anlatılıyor. Bu sayede tek bir olaya bağlı kalmadan kitabı merak içerisinde okuyorsunuz.

Karakterler arasındaki bağlantı çok güzel kurulmuş. Özellikle kitabın sonunda bunu daha iyi fark edebiliyorsunuz. Ayrıca özgün karakterlerle karşılaşıcağınızdan emin olabilirsiniz ki benim en sevdiğim kısım oydu. Sevdiğim diğer kısımsa yazarın yufka yürekli olmayışı ve karakterlerinin başına bir şey getirtmekten kaçınmaması. Yani en sevdiğiniz karakterlerden birinin kafasına tutup bir kurşun sıkabiliyor. Biliyorum, bu bazılarınızın hoşuna gitmeyen bir unsur ancak bir roman aynen bunun gibi olmalı diye düşünüyorum. Özellikle bilim kurgu romanı.

Bilim kurgu sevenler, özgün bir kitap okumak isteyenler, bu kitabı kaçırmayın derim. Şahsen ben serinin devamını okumak için sabırsızlanıyorum.

Son olarak, bu kitabı okumam için bana gönderen On8 Kitap'a çok teşekkür ediyorum. Bizim gibi bloggerları büyük bir samimiyetle destekleyen nadir yayınevlerinden biri olduğu için de teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder